ŞEMA TERAPİ NEDİR?
Şema terapi, daha önce mevcut terapilerdeki teori ve teknikleri birleştiren bütünleştirici bir psikoterapidir. Jeffrey Young tarafından 1990 yılında geliştirilmiş olan model; değiştirilmesi zor olan erken dönem yaşantılarda kökenleri bulunan psikolojik rahatsızlıklar için tasarlanmış bir tedavi şeklidir. Başlarda sadece dirençli zor vakalar ile ya da kişilik bozuklukları ile çalışırken kullanılan yöntem, şu anda diğer psikolojik rahatsızlıklarda, bireysel, grup, çift terapileri gibi bir çok alanda kullanılmaktadır.
ŞEMA TERAPİYE GÖRE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARIN OLUŞUMU
Şema terapi, kendi benliğimizle, çevremizdeki insanlarla ve yaşadığımız dünyayla alakalı geliştirdiğimiz olumsuz, uyum bozucu şemaları konu edinir. Uyumsuz ve olumsuz şemaların oluşmasına sebep olan şeyin; erken çocukluk ve ergenlik döneminde temel ihtiyaçların giderilememesi olarak görülür. Uyumsuz ve olumsuz şemaların oluşması da psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Uyumsuz ve olumsuz şemaların ortaya çıkmasına ve böylelikle psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olan temel ihtiyaçlar şunlardır:
- Güvenli bağlanma (güvenlik, stabilite, bakım, kabul içeren yaklaşımlar)
- Öz denetim ve gerçekçi sınırlar
- Kendiliğindenlik ve oyun
- Hareket özgürlüğü ve olumlu kimlik algısı
- Duyguları, ihtiyaçları ve düşünceleri ifade etme özgürlüğü
Bireyin kendini gerçekleştirebilmesi için temel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir. Karşılanamayan her temel ihtiyaç bireyin ilerleyen yaşlarında farklı alanlarda şemalar oluşturur.
ŞEMA ALANLARI VE ŞEMALAR
Bireylerin temel ihtiyaçlarının karşılanamamasının uyumsuz veya olumsuz şemalar oluşturmalarına neden olduğundan bahsetmiştik. Jeffrey Young bu şemaları belirli alan ve başlıklara bölmüştür. Toplamda 5 farklı şema alanı ve 18 şema başlığı bulunmaktadır.
- Ayrılma ve reddedilme alanı: Bu şema alanı gerekli temel ihtiyaçlardan olan sevgi ve güvenin karşılanamaması durumunda oluşur. Genelde güvenli bağlanmanın oluşamamasıyla ortaya çıkan şemalar bu alanda toplanır. Bu alandaki şemalara sahip olan kişiler, güven, istikrar, huzur, sevgi, paylaşım gibi ihtiyaçlarının giderilmeyeceğini düşünürler bu sebeple de diğer insanlara karşı daha mesafeli davranırlar. Bu alanda bulunan şemalar;
- Terkedilme şeması
- Kuşkuculuk şeması
- Duygusal yoksunluk şeması
- Utanç şeması
- Sosyal izolasyon şemasıdır.
- Zedelenmiş özgürlük alanı: bu alandaki bireyler; tek başlarına iş başarma, zorluklarla mücadele etme gibi konularda başarısızdırlar. Bu alandaki bireyler aileleri tarafından yetersiz hissettirilir, bağımlılığı teşvik edici bir aile modeline sahiptirler, ayrıca aile kökenlerinde küçük düşürücü davranışlarla yüzleşmişlerdir. Bu alanın şemaları ise şöyledir:
- Bağımlılık şeması
- Yapışıklılık şeması
- Başarısızlık şeması
- Dayanıksızlık şeması
- Zayıf sınırlar alanı: Zedelenmiş/zayıf sınırlar alanı adından da anlaşılacağı üzere bireyin kendi kişisel sınırlarını çizmede zorluklar yaşamasıdır. Ayrıca bu bireyler sorumluluklarını yerine getirmede, başladıkları bir işi bitirmede ve başkaları ile işbirliği içerisinde çalışmada zorluklar yaşarlar. Bu alandaki bireylerin aile özellikleri genelde; aşırı hoş görülü, şımartıcı, pohpohlayıcı tutumlar sergilenmesi; çocuğa yaşına uygun sorumluluklar yüklenmemesi, üstünlük hissi uyandıracak tavırların takınılmasıdır. Bu alanın şemaları:
- Yetersiz öz denetim şeması
- Haklılık şemasıdır.
- Başkaları yönelimlilik alanı: Bu alan bireylerin duygularını ifade edememesi ve bu ihtiyaçlarının giderilememesi üzerine oluşan şemaların toplandığı alandır. Bu alanın en önemli özelliği bireylerin başkalarının duygu ve düşüncelerine aşırı derece odaklanmalarıdır. Yani bireyin temel ihtiyaçları karşılanmasa bile birey karşısındaki kişilerin ihtiyaçlarını, isteklerini karşılamak ve onlardan onay almak için yoğun çaba sarf eder. Bu alanın şemaları ise şu şekildedir:
- Boyun eğicilik şeması
- Onay arama şeması
- Kendini feda etme şeması
- Aşırı duyarlılık alanı: Bu alandaki şemaların oluşmasının sebebi; bireyin çocukluk döneminde oyun ihtiyaçlarının giderilmemesi ve çocukluk döneminde sürekli denetim altında tutulmasıdır. Bu alandaki şemaları oluşturan bireyler yanlış yapmaktan kaçınıp beklentileri yerine getirebilmeyi kendine hedef olarak belirler. Genellikle bu bireylerin aileleri mükemmeliyetçi ve baskıcıdır. Kendisinden ne istenirse veya ne beklenirse onu tamamen doğru ve eksiksiz bir şekilde yapmaya odaklanır. Bu alanın şemaları;
- Aşırı sorumluluk şeması
- Karamsarlık/hataya katlanmama şeması
- Yüksek standartlar şeması
- Cezalandırıcılık (acımasızlık) şeması
ŞEMA TERAPİ HANGİ RAHATSIZLIKLARDA UYGULANIR?
- Depresyon,
- Kaygı bozuklukları,
- Çocukluk travmaları sonucunda ortaya çıkan sorunlar,
- Madde kullanımı,
- Yeme bozuklukları,
- İkili ilişkilerde ortaya çıkan sorunların tedavisinde kullanılmaktadır.
ŞEMA İLE BAŞA ÇIKMA BİÇİMLERİ
Şema terapinin amacı; bireylerin olumsuz veya uygunsuz şemaları ile başa çıkma yöntemleri üzerinde çalışarak bu yöntemleri düzenlemektir. Başa çıkma biçimleri şema terapinin temel ögesidir. Bireyler olumsuz veya travmaya sebep olacak bir durumla karşılaştıklarında kendi yöntemleriyle baş etmeye çalışırlar. Farklı yöntemler ve davranışlar geliştirirler. Bu baş etme biçimleri 3 farklı alanda toplanır:
- Şema teslimi: şemaları daha da güçlendirecek tutumların sergilenmesi olarak açıklanabilir. Burada bireyler uygunsuz şemalarda en istemedikleri en çok rahatsız oldukları şeyi yaparlar. Örneğin ayrılık korkusu olan bir bireyin onu terk edecek birini partner olarak seçmesi, mükemmeliyetçi bir bireyin sürekli hatalar yapan biriyle iş birliği yapması gibi.
- Şema kaçınması: Şema kaçınmasında, bireyler şemalardan ve şema dolayısıyla ortaya çıkmış olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulma için kişinin uyguladığı düşünsel, duygusal ve davranışsal yöntemlerdir. Örneğin çirkin olduğunu düşünen bir insanın kalabalık ortamlara girmekten kaçınması gibi.
- Şema aşırı telafisi: burada bireylerin sahip oldukları şemaların tam tersinde davranışlar gösterirler. Örneğin duygusal yoksunluğu olan bireyler çevresindeki insanlardan sevgi ve ilgi talep ederler.
“Gerçek şu ki; mükemmel insan diye bir şey yoktur. Herkes hata yapar.”